17 Mart 2012 Cumartesi

gülden günler...





Ellerin tiril tiril çocuk...

Sendemi ipliğini pazara çıkardın...

Seninde allı morlu patiskaların mı var...Seninde mi buyurun deyişine baksınlar...Senden de mi alsınlar...

Senin tablanada üşüşsün insanlar...Bunumu istiyorsun...

Bir şarkı da sen mi söylemek istiyorsun kalabalığa...bir şiirde senmi düşüreceksin yanlızlığa...

Yoksa sendemi ağlayacaksın bir kedi yavrusuna...Ağla.. yine ağla...

Benimde kıpır kıpır bir kalbim mi var diyorsun...Bende uykusuzum geceleri,düşünüyorum ve terliyorum sıkıntıdan ve kabuslarım var mı söylüyorsun...

Senide mi anlamadılar...felek sanada mı hoyrat davrandı...vefasızlık senide mi yakaladı paçalarından...seni de mi aldattı dostların...

Annen de babanda paylaşmadı hayatı seninle farklı kuşaklarmıydı arzularının önünde.Kardeşim bencil ve uçarımıydı...

Hayellerinin elle tutulur yarını yokmuydu...Bunun için mi bu çarşıdasın...

İnsan pazarı bu pazar bak;

iyi ve kötü mallar bir birine karışmış...o küçücük gözlerin nasıl anlayacak ki...o minicik ellerin nasıl taşır bu yükü.O kıpır kıpır kalbin nasıl dayanır bu seslere...

Sen iyisimi al sevdaları yüreğinin evine dön...Kimse tam bedelini ödemez aşkın...Çünki kimse bilmiyor gözlerden arkasını...

Eğer zarar da edersen;İsteyerek kendin geldin derler acımazlarda sana... Ve bu böyledir...

Ve kendi kitabını oku...Pencereden seyret güzellikleri ve bir güven doğarsa içine ..koş lalezarlara...

O sevimli çehrende başkalarının hayallerinden doğmuş asılsız ızdıraplar iz yapmasın...Her malın bir alıcısı ve her işin bir müptalaası vardır...Ve yaşamak için işlerine revaç vermeleri şarttır...

şaşkınlık ve arayış en sevdiği alıcılarıdır...Sen yamuk yamuk yazınla ben buyum de...ve ben buyumda ben neyim diye sahibine bir soru sor...

Kırık dökük sana ait konuşmalarınla anlat derdini...

Yaz seni anlatan şiirleri varlığa...En latif seslere nağmeni yükle senin gözünde senin için şakısın bülbüller...

Senin o masum mazlum rayihanı kokutsun güller...

Yolsuz tariflerede lekeleme fikrini...

Şiirlerin önü tıkanmasın...sözlerin en güzeli bizde ve en sevgili hep bizimle..ve bizim yarınlarımızda sonsuzluk..

Bak Bilal ebedden bir şey söylüyor dinle...


Felah..kelebek kanadında nakşı olan letafet ve sağlam kalelere bağlı direklerle gerçek...

bak aldatmayan sevdalar var...Elinden tutup cennete çekiştirenler var...Diyorlar ki;

"Hataya, öfkeye ,sıkıntıya sabır et"

Ve asırlardır yaşayan sözler onların sözleri...Nemrutların vaatleri Nemrutlarla bitti...Nilde boğuldu firavniyet...

Şimdi yüzünün şeklini değiştirdi bu cadı...Masum gözyaşlarına benzer kinden damlalar damlattılar...Güya senin için ağladılar...

İçinde kendini kederini bulduğun bir şarkıyı..söyleyen şarkıcıyı aynı dertte gördünmü...

Garip yetim feryatların arkasında boğazına kadar kedere batmış o elemle elemkar olmuş bir edip tanıyormusun...

En acıklı aşk şiirlerini yazan şairlerden..aşktan ölenini duydunmu...

Duygu pazarı...Bu pazar "gençlik uykularının kabuslu rüyaları"


Güzellikler meşru ölçülerle sunulmuşluğuna bak...Aynısından elemsiz lezzetleri gör...Ve Rıza dairesini talan et..Yağmala sevapları...


İşte bizin dünyamızda bizi ebedi sevenler var...Dünya kuruldu kurulalı üzerimize titreyenler var...Bir sahip ve şefkatli malik ve bir de habib var...

Ezandan ve uyanıştan bir rahmet düştüğünde üstüne..Bir rahle bir seccade kavuştur benliğine...Artık Kimse için TİTREMESİN ELLERİN SONUCUNDA SEN OLSAN BİLE...


Şimdi gül koklama zamanı...Gülden günlerde...
 
m.safitürk



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder