18 Aralık 2019 Çarşamba

Ebced nedir ebced hesabı ile taş verilir mi?

Ebced nedir ,ebced hesabıyla taş verilir mi?
Ebced arap alfabesindeki harflerin her harfe karşılık bir rakamın gelmesi sonucu oluşan tablodur.Tarih boyunca kullanılmış bir ilimdir.Ebced veya cifir , havas ilmi konusuna girer.Öyle sıradan avam insanların yapabilecegi bir şey değilidr.Kurani ilimlere vakıf olmak gerekir.Allah'ın istediği abid ve zahid kullardan olma yolunda çaba sarf eden kullardan olunmalıdır.Zaten o yüzden ismi havasdır.Havas ilmi çok özel uzun yıllar emek ve egitim isteyen bir ilimdir.Her ilimde olduğu gibi bu iliminde hocaları vardır.Eğer bu hocaların rahle-i tedrisinden (eğitiminden) geçmediyseniz hiç yaklaşmayın.Eğer bu hocalardan ders görüp ilim öğrenildi ise , bu ilmi hiç bir çıkar gözetmeden sırf Allah rızası için yine onun yolunda kullanılmalıdırlar.
Ebced hesabına göre taş verilmez!
Çünkü ebced sayısal olarak tarih verme ve kişinin doğum tarihine göre ebcedsel tablosu sonucunda çıkan ve hangi esmayı çekecegi hakkında bilgi verilen bir ilimdir.
Sırf doğum tarihine göre esma çekmeyi yeterli bulmayan hocalarımızda var.Çünkü kişilerin maddi manevi sıkıntı ve sorunları farklı olabiliyor.Bu minvalde çekecekleri esmalarda farklı esmalara tekabül ediyor.
Misal verelim.Ali isminde ki iki kişinin ebcedsel sayı değeri 110 dur.Ali ismine tekabül eden esma belirlenir.Fakat kişilerden birinin hem maddi hem manevi sorunları vardır.Diğerinin ise sadece başarı ve ilim öğrenme hususu vardır.Şimdi bu iki kişiye aynı esmalar verilebir mi? Hayır.Kendi esmalarının yanında çekecegi kendi sorunlarıyla ilgili esmalarda verilecektir.Çünkü sorunlar ve karakterler farkldır.Esmaları ile birlikte kendilerine yapılan analiz sonucunda onlara uygun taşlar belirlenir ve o doğrultuda ürün hazırlanır.Yani sadece ebcede göre taş verilmez.Ebced hesabı ile kişinin dini yönden analizi cıkarılır ve ona göre esması belirlenir.Bunu size birisi söylüyorsa bilinki yalan söylüyor,sırf dünya menfaati kazanmak için yapıyordur.Ayette Az bir dünya menfaati için ayetlerimi satmayın buyrulmuştur. Bu konuda masum bilgisiz bir çok insan kandırılmaktadır.Bu Allah'ın hiç hoşuna gitmeyen bir davranıştır .
Peygamberimiz sav bizi aldatan bizden değildir buyurmuştur.İnsan bile isteye karşısındakini aldatır mı hayır.O halde inanclı bir mümin karşısındakını sırf dünya menfaati için yalan söyleyip aldatamaz.
Küçük yaşlardan itibaren ilim talebesi olmaya çalışan biri olarak söylemeliyim ki bu ilimler çok derin bilgi ve birikim isteyen ilim dallarından biridir.Bu ilimler bir okyanus ise bizler bu okyanusta bir damla bile değiliz.Bilinmelidir ki oldum diyen ölmüştür.İlmin sonu yoktur.Beşikten mezara kadar ilim öğrenin buyrulmustur.İlk emir ''ikra'' okudur..
Doğaltaşlar ve islami ilimler konusunda eğitim almış ve bu yolda çaba sarfeden birisi olarak tekraren söylemekte fayda görüyorum.Lütfen özellikle bu konuda daha duyarlı olmaya bilgilendikten sonra uzman kişilerden yada hocalardan eğitim almış ,bu işi ciddiyetle yapan kişilerden hizmet almaya özen ve önem gösteriniz.Unutmayın analiz bütünsel çalışılandır ,kafadan verilen değil.
Alemlerin Rabbine emanet olunuz.
Selam dua ve sevgilerimle..
Berrin Türkoğlu Kaya

Doğaltaşlar neye göre verilmelidir?




Doğaltaşlar neye göre verilmelidir?
Sosyal mecralarda yalan yanlış bilgilerin çoğalması ve bilinçsiz eğitimsiz kişilerin önerileri doğrultusunda , bu konulardan bihaber olan insanları etkilemek adına yaptıkları paylaşımların artması dolayısıyla bu konuyu kaleme almaya karar verdim.
Taşlar bize yüce Rabbimizin kainat eczanesinden bizlere sundugu çok değerli birer parçalarıdırlar.Bizlerde kainattaki bu eczaneden faydalanıyoruz.
Bize çok sorulan bir soru taşları neye göre belirliyor neye göre veriyorsunuz.Hep belirttiğimiz bir şey var.Her taş herkese verilmiyor.Çünkü nasıl ki parmak uçlarımız ,parmak izlerimiz farklı farklı farklı ,kimse kimseye birebir benzemiyor ise''tek yumurta ikizi dahi olsa''herkes de aynı sorunları aynı hastalıkları yaşamazlar.İnsanlar ilahi bir kader planı ile dünyaya gelirler.O kişinin rızkı ,kiminle evlenecegi ,saidlerden mi şakilerden mi olacağı''ve onunla ilgili herşeyin yazılı oldugu ''Levh-i Mahfuz ''denilen Allah'ın nezninde bulunan yüce bir kitapta yazmaktadır.
Örnegin Ayşe ve Seda adında iki kişinin burcları kovadır .Kova burcunun taşlarından biri kırmızı akiktir.Ama sedanın yüksek tansiyon hastalığı var .O halde Sedaya sırf burcunun taşında var diye akik veremeyiz.Akik sırf taşıdığı mineral boyutu ile tansiyonu yükseltebilme özelliği bulunmaktadır.Evet akik kullanmak sünnetir fakat bu kişilerin durumlarına göre değişebilmektedir.Nasıl ki bazı gıdalar bazı insanlara şifa olabiliyorsa bazılarınada zarar verebiliyor.
İnsanlar sadece şu taşın rengi hoşuma gidiyor diyede taş secmemelidirler.Taşların özelliklerini bilmeden kendilerine zarar verebilirler.
Kendilerine , doğaltaşlarla ilgili eğitimini almış,taşlar konusunda uzman, bilgili kişilerden kendilerine yapılan özel analiz sonucunda hangi taşları kullanabilir ona göre bilgi aldıktan sonra ürün kullanması daha doğru olur.
Bu konuda analiz yapmadan ,kişilerin özelliklerini bilmeden ögrenmeden sırf burca göre yada kişinin isteğine göre taş verilmesi bilmeden o kişinin sağlığında bozulmalara sebeb olacaktır.Ve bu vebaldir.Kişi hangi taş neye göre verilmeli kac adede göre verilir taşların içerdiği mineraller hakkında ehil bir eğitmenden yada hocadan egıtım almalı ve bu işi bilinçli yapmalıdır.
Berrin Türkoğlu Kaya

14 Mayıs 2019 Salı

Bakmak ve görmek.



Onun için perde inmiş bir yürek sağduyusuzdur o insan aslen kördür ve kalp gözü diye bir gerçek kavram vardır .. Ya gerçekten göremiyorsundur yada onu görecek yani anlayacak hazmedecek seviyeye yada senin için doğru zamana ulaşamamışsındır .


Dünyanı cennete cevir.




Eğer herkes sevgiden konuşmak yerine,
sevgi vermeye başlarsa, 
bu dünya cennet olabilir... Osho

tüketirken tükenmek...




Ne çok tüketiyoruz ve ne de çabuk.
Yok yok paradan puldan bahsetmiyorum. Yakınlıklardan, dostluklardan, kasem edilen zamandan, mayası Kur'an ve sahih sünnet olan, irfan mektebinde demlenmiş, imbikten süzülmüş değerlerden ve dahasından bahsediyorum. 
Bahane çok; selama zaman yok.
Nereye koşuyorum ? Demeye zaman yok.
İyi misin? Demeye zaman yok.
Yok da yok...
Ya yakınlıklar;
Kadim dostluklara ne oldu?
Mekanlar mı bağlıyor insanı, çıkarlar mı?
Az bir pahaya satıyoruz ilmek ilmek ördüklerimizi ya da köşeye fırlatıyoruz eski bir şal gibi.
Basit hesaplar yapıyoruz, çok basit.
Çocuklar gibi darılıyoruz lakin onlar gibi çabuk unutamıyoruz neye, niçin kırılıp incindiğimizi.
Üstelik ben küssem sen de küsmelisin ötekine diyoruz. Bu çocukluk mu? Değil. Olsa olsa bencillik..
Kendimizi merkez ilan etmişiz üstelik bunu kılıflamışız tevazuyla. Fe veyl...
Ve zaman; 'hız' la tüketiyoruz hızla.
Fecri kaçırıyoruz şafağı, subh u mesa'ı...
Asr suresini harf harf kelime kelime yavaş yavaş okuyalım tekrar tekrar.
Ve ne olur tüketmek için çok düşünelim hele hele yakınlıkları...
Ayfer çimen balaban 

YAŞAMAK ...




“Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.” Nâzım Hikmet