Suskunluğun misafiri olmaktan haz alıyor yüreğim!
Musalla taşındaki cesedin suskunluğu kadar suskunum
Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime neyi nasıl ispatlayacaksın! o halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum…
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi
Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorumKonuştuğum zaman mahkûm
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.Ne yapacaksın kime gideceksin…
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum…
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden haykıramadan içime atarak…
Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu…
…
Tarif edemediğim acıları
Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.
Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan
Canım çok yandı!
Konuşursam;
Kırmaktan kırılmaktan
Gözyaşlarımı tutamamaktan
Kelimeleri yan yana getirememekten
Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.
Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!
Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm
Musalla taşındaki cesedin suskunluğu kadar suskunum
Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.
Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.
Kime neyi nasıl ispatlayacaksın! o halde suskunluğun elini tutuyorum.
Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum…
İçime atıp susuyorum.
Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.
Sayfalarca susuyorum.
Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda
Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda
O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.
Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi
Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorumKonuştuğum zaman mahkûm
Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.Ne yapacaksın kime gideceksin…
Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum
Zor olanı tercih ettim sustum…
Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden haykıramadan içime atarak…
Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu
Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu…
…
Tarif edemediğim acıları
Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.
Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan
Canım çok yandı!
Konuşursam;
Kırmaktan kırılmaktan
Gözyaşlarımı tutamamaktan
Kelimeleri yan yana getirememekten
Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.
Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!
Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm
Mehmet Orhan durdu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder