İmtihandaki Önemli Sırlar
Dünya insanın sonsuz ahiret yurduna ulaşmak için sınandığı yerdir.
İnsan yaşamı boyunca ahirete yönelik bir sınav yaşar ve
bu konudaki çabasıyla imtihan olur.
Yaşam aslında Allah'ın bizleri denemek ve
eğitmek için yarattığı bir süre
dünya da bu amaçla hazırlanmış geçici bir mekândır.
İnsana yüklenen sorumluluk
tüm bu gerçekleri düşünmek
Allah’ı tanımak O'nun sonsuz gücünü kavramak
buyruklarına uymak ve
yalnızca O'nun hoşnutluğunu amaçlamaktır.
Bu imtihan hayatı süresince insan
karşılaştığı her şeye sabır göstermek
Rabb’ine tevekkül etmek ve
güzel ahlak sergilemekle yükümlüdür.
İsabet eden bela ve musibetleri yaratanın
Allah olduğunu kavramak
her olayda Allah’ı görmek ise
imtihandan zevk almaya
yaşanan her şeyi şevkle karşılamaya yol açar.
İşte bu dünya hayatındaki imtihanın
samimi inananlara özel bir sırrıdır.
Kuşkusuz bu sırrın bilincinde olmak
hem dünyada hem de ahirette
asla son bulmayacak bir kazanç getirecektir.
İmtihanın bir parçası olan zor zamanlar
insanın Allah'a olan sadakatini ve
teslimiyetini gösterebileceği
aynı zamanda sonsuz ahiret hayatı için
çok fazla ecir kazanabileceği anlardır.
Allah’ın sonsuz merhametiyle
bir fırsat olarak yarattığı bu çok değerli zamanlarda
iman sahibi insan
tüm bunların ardındaki hayır ve hikmeti bekler.
Yaşadığı her anın
Allah'ın kendisi için yaratmış olduğu güzellik ve
ecir fırsatı olduğunu düşünür.
İnanan insanın
karşısına çıkan görüntülerle yüzleşme zamanında
göstereceği sabır
ahiretteki sonsuz yaşamında
kesinlikle karşılığını alacağı
en güzel ahlak özelliklerindendir.
Allah’a duyulan aşkın
en güzel ifade edilebileceği zamanlardır zorluk anları…
Ancak imtihandaki sırları
tam olarak kavrayamayan kişilerin
sıklıkla sordukları bir soru vardır.
“Allah neden kulları için zorluklar yaratır?..
Eğer Allah her şeye gücü yeten ise
arzu ettiği takdirde bunu önleyebilmesi gerekir.
Eğer seven bir varlık ise
sevilen varlığın acısını azaltmayı -haşa-
arzu etmeyen sevgi tuhaf bir sevgidir. ”
Bu soruya İngiliz filozof John Hick şöyle cevap verir:
“Dünya bir gözyaşları ırmağı değildir.
Bir ruh oluşturma ırmağıdır.
Anne babalar çocuklarını
bazı zevklerden mahrum bırakırlar.
Onların bazı şeyleri
acı tecrübelerle öğrenmelerine de izin verirler.
Hatta ceza verip acı çektirirler.
Bunu yapmalarının nedeni
kısa vadeli hazzın yanında kendine hakim olma
bilgelik ahlaki erdem ve
kendini gerçekleştirme gibi
önemli şeylerin var olduğuna inanmalarıdır.
Çocuğun bakış açısından bu zalimce görünür.
Ancak bu görüş yanlıştır ve
çocuğun bu görüşü savunmasının nedeni
anne babanın daha geniş perspektifini kavrayamamasıdır. ”
Kuşkusuz insanlar Allah'ın ... Dilediği kadarının dışında
O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. (Bakara Suresi 255)
Tarih boyunca tüm peygamberler ve
elçiler de yurtlarından sürülmüş
baskı altına alınmış
hatta öldürülmeye kadar varan
zorluklar yaşamışlardır.
Ancak tümü bu zorlu olayları
Allah’a duydukları aşk ve
imanlarından kaynaklanan şevkle karşılamışlardır.
Hz. Yusuf iftiraya uğramış
suçsuz olduğu bilinmesine rağmen
yıllarca zindanda kalmıştır.
Hz. İbrahim kavminin ileri gelenlerince ateşe atılmış
Hz. Musa Firavun'un
Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) de
kavminin tehdit ve baskılarıyla karşılaşmıştır.
Ancak bu kutlu insanların hepsi
yaşadıklarının imtihan olduğunun bilincinde
Rabb’lerine teslim olmuş
O’na güvenip dayanmışlardır.
Dünya hayatındaki imtihan
yaşamın son anına kadar devam eder.
Bu nedenle insan her an Allah'ın sınırlarını gözetmeli
kaderine teslim olmalı
sabır ve kararlılığı kalbine raptetmelidir.
Çünkü isyanı seçen
zorluklar karşısında sabır ve
tevekkül göstermeyen kişinin
Rabb'ine döndürüldüğünde
yaşayacağı pişmanlık çok daha zorludur.
İşte orada her nefis önceden yaptıklarıyla
imtihana çekilmiş olacak ve
onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler...
(Yunus Suresi 30
İnsan yaşamı boyunca ahirete yönelik bir sınav yaşar ve
bu konudaki çabasıyla imtihan olur.
Yaşam aslında Allah'ın bizleri denemek ve
eğitmek için yarattığı bir süre
dünya da bu amaçla hazırlanmış geçici bir mekândır.
İnsana yüklenen sorumluluk
tüm bu gerçekleri düşünmek
Allah’ı tanımak O'nun sonsuz gücünü kavramak
buyruklarına uymak ve
yalnızca O'nun hoşnutluğunu amaçlamaktır.
Bu imtihan hayatı süresince insan
karşılaştığı her şeye sabır göstermek
Rabb’ine tevekkül etmek ve
güzel ahlak sergilemekle yükümlüdür.
İsabet eden bela ve musibetleri yaratanın
Allah olduğunu kavramak
her olayda Allah’ı görmek ise
imtihandan zevk almaya
yaşanan her şeyi şevkle karşılamaya yol açar.
İşte bu dünya hayatındaki imtihanın
samimi inananlara özel bir sırrıdır.
Kuşkusuz bu sırrın bilincinde olmak
hem dünyada hem de ahirette
asla son bulmayacak bir kazanç getirecektir.
İmtihanın bir parçası olan zor zamanlar
insanın Allah'a olan sadakatini ve
teslimiyetini gösterebileceği
aynı zamanda sonsuz ahiret hayatı için
çok fazla ecir kazanabileceği anlardır.
Allah’ın sonsuz merhametiyle
bir fırsat olarak yarattığı bu çok değerli zamanlarda
iman sahibi insan
tüm bunların ardındaki hayır ve hikmeti bekler.
Yaşadığı her anın
Allah'ın kendisi için yaratmış olduğu güzellik ve
ecir fırsatı olduğunu düşünür.
İnanan insanın
karşısına çıkan görüntülerle yüzleşme zamanında
göstereceği sabır
ahiretteki sonsuz yaşamında
kesinlikle karşılığını alacağı
en güzel ahlak özelliklerindendir.
Allah’a duyulan aşkın
en güzel ifade edilebileceği zamanlardır zorluk anları…
Ancak imtihandaki sırları
tam olarak kavrayamayan kişilerin
sıklıkla sordukları bir soru vardır.
“Allah neden kulları için zorluklar yaratır?..
Eğer Allah her şeye gücü yeten ise
arzu ettiği takdirde bunu önleyebilmesi gerekir.
Eğer seven bir varlık ise
sevilen varlığın acısını azaltmayı -haşa-
arzu etmeyen sevgi tuhaf bir sevgidir. ”
Bu soruya İngiliz filozof John Hick şöyle cevap verir:
“Dünya bir gözyaşları ırmağı değildir.
Bir ruh oluşturma ırmağıdır.
Anne babalar çocuklarını
bazı zevklerden mahrum bırakırlar.
Onların bazı şeyleri
acı tecrübelerle öğrenmelerine de izin verirler.
Hatta ceza verip acı çektirirler.
Bunu yapmalarının nedeni
kısa vadeli hazzın yanında kendine hakim olma
bilgelik ahlaki erdem ve
kendini gerçekleştirme gibi
önemli şeylerin var olduğuna inanmalarıdır.
Çocuğun bakış açısından bu zalimce görünür.
Ancak bu görüş yanlıştır ve
çocuğun bu görüşü savunmasının nedeni
anne babanın daha geniş perspektifini kavrayamamasıdır. ”
Kuşkusuz insanlar Allah'ın ... Dilediği kadarının dışında
O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. (Bakara Suresi 255)
Tarih boyunca tüm peygamberler ve
elçiler de yurtlarından sürülmüş
baskı altına alınmış
hatta öldürülmeye kadar varan
zorluklar yaşamışlardır.
Ancak tümü bu zorlu olayları
Allah’a duydukları aşk ve
imanlarından kaynaklanan şevkle karşılamışlardır.
Hz. Yusuf iftiraya uğramış
suçsuz olduğu bilinmesine rağmen
yıllarca zindanda kalmıştır.
Hz. İbrahim kavminin ileri gelenlerince ateşe atılmış
Hz. Musa Firavun'un
Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) de
kavminin tehdit ve baskılarıyla karşılaşmıştır.
Ancak bu kutlu insanların hepsi
yaşadıklarının imtihan olduğunun bilincinde
Rabb’lerine teslim olmuş
O’na güvenip dayanmışlardır.
Dünya hayatındaki imtihan
yaşamın son anına kadar devam eder.
Bu nedenle insan her an Allah'ın sınırlarını gözetmeli
kaderine teslim olmalı
sabır ve kararlılığı kalbine raptetmelidir.
Çünkü isyanı seçen
zorluklar karşısında sabır ve
tevekkül göstermeyen kişinin
Rabb'ine döndürüldüğünde
yaşayacağı pişmanlık çok daha zorludur.
İşte orada her nefis önceden yaptıklarıyla
imtihana çekilmiş olacak ve
onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler...
(Yunus Suresi 30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder