Temiz Yürekler Biriktiriyorum
Banu YAŞAR
Eskiden pek fazla sevmediğim, hatta hayatı bana zorlaştırıp, yüreğimi acıtan insanları hayatımdan kolay kolay çıkaramazdım. Sanki idare edebilirim, hoş görebilirim gibi gelirdi... Aslında çoğu zaman da öyle olurdu.
... Dar bakış açıları, iğne kıvamında ifade edilen sözleri ve can acıtmalarına karşılık olumlu ve uyumlu hatta bazen safa yatan bir iyimserlikte karşılamaya çalışırdım. Belki biter, vazgeçer diye özellikle fırlatılan kelimelere ve sözlere anlamamış tavrı bile geliştirmiştim...
Sanırım o zamanlar sabır baki, ömür baki gibi geliyordu bana... Hep taşıyabilirim, yorgunluğumu sakin yüreklerde bir ara dinlendirebilirim gibi gelirdi belki de...
Belki de korkuyordum, ifade etmekten, hoşlanmadığımı söylemekten ve yüreğimi acıtmasını artık istemediğimi duyurmaktan...
Belki de yorgundum çocukluk zamanlarından, tartışmalı ortamlardan, küsmelerden ve surat asmalardan... Bitmeyen husûmetlerden, yaralanmış yüreklerden, bir türlü sonu gelemeyen sızlanmalardan...
Ne ağır bir bedeldi bu...
Bedelli bir sükûnet hali...
Sesini çıkarmadığın, yüreğinin acıtılmasına izin verdiğin için yaşanan sahte bir mutluluk hali... Aslında onaylamadığın, fikirlerini sevmediğin, sözleriyle yorulduğun, yaralandığın insanlara gerçekte ne hissettiğini söyleyememenin ağır yorgunluğu...
Bazen hiçbir şey yapmasan da yorgun, halsiz ve bitkin olduğun zamanlara dönüşen orta yaşlar... Bu yaşlarda hissetmek, yıllarca boşa taşıdığın anlamsız ağırlıkların sebep olduğu ağrıları... Geçen zamana bakıp uğruna ödediğin bedellerin karşılığında asla memnun olunmamış yüz ifadeleri görmek... Yine de memnun edememek...
Oysa şimdi hayatımda ne kadar gereksiz, anlamsız ve yüreğimi beyhude yoran ne varsa kim varsa çıkarabildiğim kadar çıkarıyorum yüreğimden... Ruhumu kötü düşünceleriyle kirleten ve yoran ruhları hayatımdan tek tek uğurlamak...
Onlarla mücadele bile etmek istemiyorum, bir şey anlatmanın da mümkün olmadığını onca yıl görmüş oldum aslında... Kötü duyguları ve acı sözleriyle birlikte uzaklara gönderiyorum, hem de çok uzaklara... Onları dinlerken tahammül etmek, kendimi sıkıp sıkıştırmak da istemiyorum artık...
Artık iyi yürekli, ruhu temiz kalabilmiş dostlar biriktiriyorum. Eski rafların tozunu aldım yerine temiz şeyler, masum yürekler koymak istiyorum...
Aslında geriye dönüp baktığımda hayatımdaki bu gereksiz ve yorucu insanlara dair duygularımın en başından beri hep aynı olduğunu görüyorum. Yani hissetmişim, kokuyu almışım, ama yüreğime güvenmemişim diyorum... Şimdi onun sözünü dinlememenin yorgunluğunu yaşıyorum... Şimdilerde, düşmeden önce gördüğüm kuyunun kenarından geçip gitmeyi öğreniyorum...
Temiz ruhlar, masum yürekler kalsın gerisi gitsin istiyorum...
Çünkü...
Artık ne boşa harcanacak bir ömür, ne de hoyratça sarfedilecek bir sabır var.
Banu YAŞAR
Eskiden pek fazla sevmediğim, hatta hayatı bana zorlaştırıp, yüreğimi acıtan insanları hayatımdan kolay kolay çıkaramazdım. Sanki idare edebilirim, hoş görebilirim gibi gelirdi... Aslında çoğu zaman da öyle olurdu.
... Dar bakış açıları, iğne kıvamında ifade edilen sözleri ve can acıtmalarına karşılık olumlu ve uyumlu hatta bazen safa yatan bir iyimserlikte karşılamaya çalışırdım. Belki biter, vazgeçer diye özellikle fırlatılan kelimelere ve sözlere anlamamış tavrı bile geliştirmiştim...
Sanırım o zamanlar sabır baki, ömür baki gibi geliyordu bana... Hep taşıyabilirim, yorgunluğumu sakin yüreklerde bir ara dinlendirebilirim gibi gelirdi belki de...
Belki de korkuyordum, ifade etmekten, hoşlanmadığımı söylemekten ve yüreğimi acıtmasını artık istemediğimi duyurmaktan...
Belki de yorgundum çocukluk zamanlarından, tartışmalı ortamlardan, küsmelerden ve surat asmalardan... Bitmeyen husûmetlerden, yaralanmış yüreklerden, bir türlü sonu gelemeyen sızlanmalardan...
Ne ağır bir bedeldi bu...
Bedelli bir sükûnet hali...
Sesini çıkarmadığın, yüreğinin acıtılmasına izin verdiğin için yaşanan sahte bir mutluluk hali... Aslında onaylamadığın, fikirlerini sevmediğin, sözleriyle yorulduğun, yaralandığın insanlara gerçekte ne hissettiğini söyleyememenin ağır yorgunluğu...
Bazen hiçbir şey yapmasan da yorgun, halsiz ve bitkin olduğun zamanlara dönüşen orta yaşlar... Bu yaşlarda hissetmek, yıllarca boşa taşıdığın anlamsız ağırlıkların sebep olduğu ağrıları... Geçen zamana bakıp uğruna ödediğin bedellerin karşılığında asla memnun olunmamış yüz ifadeleri görmek... Yine de memnun edememek...
Oysa şimdi hayatımda ne kadar gereksiz, anlamsız ve yüreğimi beyhude yoran ne varsa kim varsa çıkarabildiğim kadar çıkarıyorum yüreğimden... Ruhumu kötü düşünceleriyle kirleten ve yoran ruhları hayatımdan tek tek uğurlamak...
Onlarla mücadele bile etmek istemiyorum, bir şey anlatmanın da mümkün olmadığını onca yıl görmüş oldum aslında... Kötü duyguları ve acı sözleriyle birlikte uzaklara gönderiyorum, hem de çok uzaklara... Onları dinlerken tahammül etmek, kendimi sıkıp sıkıştırmak da istemiyorum artık...
Artık iyi yürekli, ruhu temiz kalabilmiş dostlar biriktiriyorum. Eski rafların tozunu aldım yerine temiz şeyler, masum yürekler koymak istiyorum...
Aslında geriye dönüp baktığımda hayatımdaki bu gereksiz ve yorucu insanlara dair duygularımın en başından beri hep aynı olduğunu görüyorum. Yani hissetmişim, kokuyu almışım, ama yüreğime güvenmemişim diyorum... Şimdi onun sözünü dinlememenin yorgunluğunu yaşıyorum... Şimdilerde, düşmeden önce gördüğüm kuyunun kenarından geçip gitmeyi öğreniyorum...
Temiz ruhlar, masum yürekler kalsın gerisi gitsin istiyorum...
Çünkü...
Artık ne boşa harcanacak bir ömür, ne de hoyratça sarfedilecek bir sabır var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder