17 Şubat 2012 Cuma

Eşrefoğlu Rumi'den



İlaha, padişaha, biniyaza
Yüce dergahına geldim Hudaya
Benim hâcât ile gönlüm doludur
Veli nidem, bu gönlüm bed huyludur.
Günah yükünü arkama vurundum,
Acz toprağına arkamı süründüm,
Tevazu birle el sana getirdim.
Bilirim padişah-ı biniyazsın,
Sana yalvaranı yolda komazsın
Verirsin kullarına istediğin
Bilirsin her kulunun ne dediğin
Yer ve gök ehli hep senden umarlar,
Kamusu hep sana yalvarırlar.
Benim dâhi günahım çok, elim dar.
Kapına geldim ey Settar-u Gaffar
Getiririm Şefi-yi Mustafa'yı
Nebiler serveri kân-ı vefayı.
Sen anınla olan dostluk hakkı içün,
O dostunla mestlük hakkı içün,
Dilerim hazretine ere âhım,
İşitip, hem affedesin günahım.
İnayet gözüyle bir dem bakasın.
Beni hâşâ ki odlara yakasın
Bu iman hil'atini ahir nefeste
Çıkarıp kılmayasın beni hasta
Beni üryan ve rüsvay etmeyesin,
Götürüp beni od'a atmayasın.
Zebaniler eline vermeyesin.
Kapından horluk ile sürmeyesin
Şu ki, sen iman u ihsan edesin
Ânı ondan nice geri alasın.
Küçücük canımız iş bu bedenden
Ayırmagıl bizi ya Rab imandan.
Bu Eşrefoğlu mücrim, yüzü miskin
Kapına geldi aç ve yalın lakin
Seni, senden ister o şey'en lillah
Ayırma onu didarından Allah
Ki sendedir sana ermeye çare,
Senin derdinden oldu uş avare
Visalin lengeri ile durgür ânı
Didarın şerbetiyle kandır ânı
Ümid sensin iki âlemde ancak
Bilirim sensin ey Mabud-u Mutlak.
Duamı kıl kabul, eyle beni şâd
Bihakkı Ahmed u Mahmudu Muhammed"
Eşrefoğlu Rumi.
Kaynak: Müzekkinin Nüfus-Arslan Yayınları-İst-1977




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder