10 Nisan 2012 Salı

YA KURAN YA HÜSRAN,ÜÇÜNCÜSÜ YOK...





yakuttan, zümrütten medet boşuna,
hepsi bir gün döner, çakıl taşına.
geç kalma.. bakıp da o genç yaşına,

sanma ki; önünde seçenekler çok;
ya ÎmÂn, ya isyÂn, üçüncüsü yok..

dünyanın serveti, şehveti sahte;
bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
boğma vicdânını, meyde, kadehte,

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya ahlÂk, ya helÂk, üçüncüsü yok..

sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa,
o bencil nefsini, vur taştan taşa;
yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya cennet, ya cinnet, üçüncüsü yok..

insanlık yanıyor, ateş bacada,
fitneler kaynıyor, bin bir locada,
umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada;

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya izzet, ya zillet, üçüncüsü yok..

bir kere baktın mı, kalkıp seherde?
kapılar açılır, gök perde perde.
sordun mu kurân’a, kurtuluş nerde?

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya şükür, ya küfür, üçüncüsü yok..

dağlara özenip, tepeden bakma,
mezar taşlarına, rütbeni çakma,
şu cennet köşkünü, kibirle yakma;

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya ihlÂs, ya iflÂs, üçüncüsü yok..

bırak.. o “çağdaşlar”, ne derse desin,
hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
secde et ki; varsın, allah’a sesin;

sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya kur’Ân, ya hüsrÂn, üçüncüsü yok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder