30 Nisan 2012 Pazartesi

Bırak bicare feryadı



On Yedinci Sözün İkinci Makamı


Bırak bîçare feryâdı, belâdan; gel tevekkül kıl.

Zîrâ feryad belâ ender, hatâ ender belâdır; bil.



Belâ vereni buldunsa, atâ ender, safâ ender belâdır, bil.

Bırak feryâdı, şükür kıl; mânend-i belâbîl demâ keyfinden güler hep gül mül.



Ger bulmazsan, bütün dünya cefâ ender, fenâ ender hebâdır; bil.

Cihan dolu belâ başında varken, ne bağırırsın küçük bir belâdan; gel, tevekkül kıl.



Tevekkül ile, belâ yüzünde gül; tâ o da gülsün.

O, güldükçe küçülür; eder tebeddül.



Bil, ey hodgâm! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.

Hudâbîn isen, O kâfidir; bıraksan da, bütün eşya lehinde.



Ger hodbîn isen, helâkettir; ne yaparsan, bütün eşya aleyhinde.

Demek terki gerektir, her iki halde bu dünyada.



Terki demek, Hudâ mülkü, Onun izni, Onun nâmiyle bakmakta;

Ticaret istiyorsan ger, şu fânî ömrünü bâkîye tebdilde.



Eğer nefsine tâlip isen, çürüktür, hem temelsiz de;

Eğer âfâkı ister isen, fenâ damgası üstünde.



Demek değmez ki, alınsa; çürük maldır hep bu çarşıda.

Öyle ise geç; iyi mallar dizilmiş arkasında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder