Pir Abdülkadir Geylani (HY 1166) anlatıyor:
‘Seyahatim zamanında sahralarda gezinirdim.
Bir vakit oldu ki içecek su bulamadım.
Bu halde iken bir kara bulut gelip üzerime su saçtı.
Ve o buluttan bir ses geldi. Sesi duyunca endişeye kapıldım.
Ben tefekkürde iken bir nûr gördüm ki semâ o nûr ile aydınlanmıştı.
O nûrdan ‘Ben senin Rabbinim, harâm olan nesneleri sana helâl kıldım’ sesini işitince, ‘Eûzü billâhi mine’ş- şeytân irracîm bismillâhirrahmânirrahîm,... gülümse ey lânetlenmiş!’ dedim.
Derhal o nûr karanlığa dönüp o görüntü duman oldu.
Dedi ki: ‘Ey Abdülkādir! İlmine şükür eyle. Çünkü bu yolla Allah yolundaki yetmiş kişiyi yolundan saptırdım’.
Ben dahi cevâbımda ‘Allah'ın yardımı hakdır’ dedim.”
“Onun şeytan olduğunu nasıl bildin?” sorusuna cevâben “Sana haram olan şeyleri sana helâl kıldım, sözünden” demiştir.
Şarânî, Tabakāt
‘Seyahatim zamanında sahralarda gezinirdim.
Bir vakit oldu ki içecek su bulamadım.
Bu halde iken bir kara bulut gelip üzerime su saçtı.
Ve o buluttan bir ses geldi. Sesi duyunca endişeye kapıldım.
Ben tefekkürde iken bir nûr gördüm ki semâ o nûr ile aydınlanmıştı.
O nûrdan ‘Ben senin Rabbinim, harâm olan nesneleri sana helâl kıldım’ sesini işitince, ‘Eûzü billâhi mine’ş- şeytân irracîm bismillâhirrahmânirrahîm,... gülümse ey lânetlenmiş!’ dedim.
Derhal o nûr karanlığa dönüp o görüntü duman oldu.
Dedi ki: ‘Ey Abdülkādir! İlmine şükür eyle. Çünkü bu yolla Allah yolundaki yetmiş kişiyi yolundan saptırdım’.
Ben dahi cevâbımda ‘Allah'ın yardımı hakdır’ dedim.”
“Onun şeytan olduğunu nasıl bildin?” sorusuna cevâben “Sana haram olan şeyleri sana helâl kıldım, sözünden” demiştir.
Şarânî, Tabakāt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder