Bir milletin mukaddesatına ve değerlerine savaş açanların o millete verdiği zarar mı büyüktür yoksa ülkesini ele geçirmeye çalışan düşmanların o ülkeye vereceği zarar mı büyüktür diye sorulsa; aklı başında ve insaf sahibi olanlar kültürüne ve değerlerine verilen zarar daha büyüktür diyecektir. Çünkü vicdan ve akıl sahipleri bilir ki,tarihine ve mukaddesatına düşmanlık edip o değerleri ortadan kaldırmaya çalışanların milletine vereceği zarar,toplumun geleceğine ve zihniyetine yönelik olacağı için tarih bağı ve değerlerinden ilişiği kesilen milletler ister istemez mazisine düşman, atasını sevmeyen, kökünü beğenmeyen soysuz nesiller olacaktır.
Değerlerine ve mazisine düşmanlık edip onu kökten ortadan kaldırmaya teşebbüs eden ve batı modeli bir kalıba insanını zorla sokmaya çalışan yöneticiler yüzünden tarihinden kopuk, mazisini yok sayan ve geleceğini bir türlü şekillendiremeyen bir toplum haline getirildik. Bu ibretli ve acınacak halimize şanlı ve kahraman ceddimizi anlatacak tarihi kitapların olmayışı, film ve belgesellerin yapılmayışı, onları anmayışımız delildir.
Dinimizle aramızdaki köprü ve bağı kuran Osmanlıca Türkçesi bağrımızdan ve dilimizden sökülüp atılmasaydı veya suikasta uğramasaydı; Hayatlarını ve ömürlerine rızayı ilahi ve ilayi kelimetullah yolunda geçiren, milletini öteki milletlere hakim kılan, dünyada adaleti tesis edip mazlumların yanında yer alan, hakperest ve merhamet sahibi dedelerimizi hakkıyla tanıyacak ve onlara her daim dua edip rahmetle anacaktık. Onları örnek alarak yüksek idealler ve ulvi gayeleri olan bir nesil olacaktık.
Basit ve sudan bahanelerle ortadan kaldırılan Osmanlıca zor bir dil olduğu için değil zamanın idarecileri tarafından islamla olan bağımızı koparmak için kaldırılmıştır. İslami hatırlattığı için suikasta uğramıştır. İslam’ın şiarı olduğu için hazmedilmeyip Latince ile değiştirilmiştir. Toplumun mazisi ile bağı kopsun,islamla ilişiği kesilsin,Müslümanlığı unutsun diye imha edilmiştir.
Elimizden zorla alınan, gasp edilen, ve mazi ile aramızdaki köprü olan Osmanlıca resmi ideolojinin iddia ettiği gibi zor değildir. Mükemmel bir dildir. Türkçe, Arapça ve farsça ile yoğrulmuş ve kemalata ermiş bir dildir. İnsanların ufkunu açacak, zekasını genişletecek ve marifetini artıracak kelime hazinesi bol bir lisandır. Selçuklu ve Osmanlıyı iktisadi, içtimai, idari ve siyasi noktada geliştiren ve yücelten bir dildir. Harfleri Arap harfleri olsa da özü Türkçedir. Öğrenimi Latince Türkçesinden daha kolaydır. Zengin kelime yapısı ile bilgi daracağını geliştirip toplumda mütefekkir yetiştiren bir dildir. Sanata,edebiyata ve topluma katkı sağlayacak üretken bir duldur.Bir hafta gibi kısa sürede okumaya geçilebilen bir dildir.
NİÇİN OSMANLICA ÖĞRENMELİYİZ.
Ceddimizin islamla ve imanla yoğrulmuş yazısına, tarihine, mazisine ve değerlerine sahip çıkmalı ve geçmiş ile tekrar bağları kurmak için gayret göstermek için osmanlıca öğrenmeliyiz. .Tarih ve kültür bilincimizi yeniden bize iade edecek olan dilimizi öğrenmeliyiz.Milli kültürümüz ve mirasımıza sahip çıkmak için öğrenmeliyiz..Yeni nisellere geçmişin şanlı tarihini ve bilgi birikimini aktarmak adına misyon yüklenip osmanlıca türkçesini öğrenmeliyiz..
Osmanlıca öğrenmek: dedelerimizin miraslarına sahip çıkmak, onları unutmamak, eserlerini korumak, kültürünü yaşatmak, islama sarılmak ve kökümüzü bulmaktır. Osmanlıca öğrenmek, tarihin yeniden şekillenmesi için bir çabadır. Milyonlarca çürümeye ve bozulmaya yüz tutan eserlerin tozlu raflardan çıkarılıp tarihe ve gerçeklere ışık tutulmasına yardımcı olmaktır.
Osmanlıca öğrenmek, tarihi ortadan kaldırmaya çalışanlara ve ceddimize düşmanlık edenlere karşı bir vicdani borçtur. Osmanlıca öğrenmek, dedelerimizin iftiralarla ve yalanlarla karalanmasına set çekip gerçekleri öğrenip onları müdafaa etmektir. Osmanlıca öğrenmek, İslam’ın nişanı ve Kuranın harflerine sahip çıkmaktır. Osmanlıca öğrenmek, ve çocuklarına öğretmek arşivlerin yeniden açığa çıkartılarak tarihin yeniden ve doğru olarak yazılmasına katkı sağlamaktır.
Bin senelik yazımız, tarihimiz ve değerlerimiz üzerine çekilen ince ihanet ve gaflet perdesini yırtıp hakikatleri herkes görsün istiyorsak o zaman dilimize sahip çıkacağız. Şu hakikati bileceğiz ki, dinimize gelen musibet dilimize gelen musibet yüzünden oldu. Kuran dilimizi elimizden alanlar dinimizi de elimizden aldılar. Dini elinden alınan bir millet ise asayişi kaybedip, ahlaksızlık anarşizmine düştü. İnsanlıktan uzaklaşıp insafsızlık yollarına girdi. Kendisine dünyanın en güzel topraklarını bırakan ceddinin kemiklerini sızlatacak hallere düştü. Allahın rahmet nazarıyla bakmayacağı işlere teşebbüs etti.
Kaybettiğimiz değerleri bulmamıza yardım edecek bir teşebbüs olan eski yazımızı öğrenip tekrar mazimizle barışma çabasına Osmanlıca öğrenerek destek olabiliriz.Halk Eğitimlerde açılan kurslara öncelikle üniversitelerin türkçe, tarih, sosyoloji ve türk dili ve edebiyat bölümlerinde okuyanları ve öteki meraklıları teşvik edip yönlendirelim.
Doğru tarih, doğru temsil, doğru mazi, doğru ahlak, doğru millet,doğru nesil,doğru şuur ve doğru biligi birikimi için buna mecburuz.Elimizdeki osmanlıca tapuları okumak için,milyonlarca tozlu raflarda kalan kitapları okumak, ve dedelerimizin mezar taşlarını okumak için buna mecburuz.Unitmayalım tarihini hakkıyla bilmeyen nesiller ceddine muhabbet ve iltifa yerine küfreder.Aslını inkar edir.Vesselam.
tahkik.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder