Yüksek sesle konuşan, asık suratlı bir kalabalık içinde bir sessizliği onarmaya çalışmaktan sindi üstüme, bu ezilmiş gül rengi acemilik.
Bir kirlenmeden korunmak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu çok sonra öğrendim. Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı.
İnsanın acısını insan alır.
Herkesin gövdesiyle varolduğu yerde yüreğini öne süren "bir beyazdım, zenciler arasında" kimsenin başkasının gözünün içine bakamadığı, herkesin çoğalmak için aynasını yanında taşıdığı yankısız bir zamanda, insanları sulara bakmaya çağıran meczup, bir beşinci mevsim simyacısıydım, yanlışını sevip yenilgisini kutsayan...
Bir solgunluktan geliyorum evet...
Şükrü Erbaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder