Zaman.
âh.
âh.
öyle sükût içinde geçiyorsun ki ömürden, ardıma bakmaktan gizli bir korku duyuyorum.
Acaba diyorum hani büyüklerimizin sürekli söylediği o meşhur söz benimde ömrüme mi uğradı?
-ömür bir sû gibi akıp gider.-
Son yıllarda ya zaman benden kaçıyor ya ben zamandan kaçtıkça üstüme üstüme geliyor. Öyle hızlı ilerliyor ki..
âh. oysa daha dün gibi. Dün gibi taze bütün acılarım, ânılarım.
Zaman hep kanatarak geçecek değil ya ömürden. Birazda sû'yun hatrına inşirâh olur ruha. o inşirâhki dua dua mühürlenmeli yazgıya.
Zaman sanırım en iyi öğretmen lâkin zekî bir öğrenci ister karşısında. Biz yer yer zekâmıza sahip olamasakta, çok şey öğrenmişizdir.
Sadece hayrlısını istemeyi öğrenmişizdir. Kadere birazda teslim olmayı. Baş kaldırmamayı alnımıza yazılana. Ki ömür dediğimiz nedir ki bir rüya'dan başka?
Belkide bu demdir, zamana sesleniş:
zaman, ey!
yaraya şifâ vesile'i ilâhiyi ömre hayrlarla nakşeyle.
yetmez mi bunca zulmet, bunca âh, bunca gece...
hadi ayart şemsi, doğsun birazda geceden kalma gamzeye..
ve kelâm ki artık yıllarca vuslattan dem vura!
Ey zaman!
Ey zamanın sahibi yaradan,
bunca yaradan âzâd(e) eyle göğsümde saklı çiçeği.
Rehgüzar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder