Ne çok tüketiyoruz ve ne de çabuk.
Yok yok paradan puldan bahsetmiyorum. Yakınlıklardan, dostluklardan, kasem edilen zamandan, mayası Kur'an ve sahih sünnet olan, irfan mektebinde demlenmiş, imbikten süzülmüş değerlerden ve dahasından bahsediyorum.
Bahane çok; selama zaman yok.
Nereye koşuyorum ? Demeye zaman yok.
İyi misin? Demeye zaman yok.
Yok da yok...
Ya yakınlıklar;
Kadim dostluklara ne oldu?
Mekanlar mı bağlıyor insanı, çıkarlar mı?
Az bir pahaya satıyoruz ilmek ilmek ördüklerimizi ya da köşeye fırlatıyoruz eski bir şal gibi.
Basit hesaplar yapıyoruz, çok basit.
Çocuklar gibi darılıyoruz lakin onlar gibi çabuk unutamıyoruz neye, niçin kırılıp incindiğimizi.
Üstelik ben küssem sen de küsmelisin ötekine diyoruz. Bu çocukluk mu? Değil. Olsa olsa bencillik..
Kendimizi merkez ilan etmişiz üstelik bunu kılıflamışız tevazuyla. Fe veyl...
Ve zaman; 'hız' la tüketiyoruz hızla.
Fecri kaçırıyoruz şafağı, subh u mesa'ı...
Asr suresini harf harf kelime kelime yavaş yavaş okuyalım tekrar tekrar.
Ve ne olur tüketmek için çok düşünelim hele hele yakınlıkları...
Ayfer çimen balaban
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder