31 Ocak 2017 Salı

umutsuz olma


Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, 
inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır.
Sezai Karakoç

beyitler...


Körlerin önünde çıranı yakma
Görmezler ışığı gaza yazıktır"
Meluli

düsturlardan.


Her bildiğini söyleme; 
Ama her söylediğini iyi bil”
Cüneyd-i Bağdadi hz.

19 Ocak 2017 Perşembe

nemlenen gönül..




Sadece gözler nemlenmez,gönüllerde nemlenir...
Berrin Kaya

ahiret daha hayırlıdır...


Bu yorgunluk…
Geri dönüşü olmayan kayıplar.
Azalan umutlar
Artan çaresizlikler...
Yinede sığındığımız ayetler var;
Hâlbuki âhiret daha hayırlı ve daha devamlıdır...

15 Ocak 2017 Pazar

hayat paylaşmaktır


biraz tebessüm


Olay gerçektir, 1960'lı yıllarda Elazığ'da geçer. Elazığ Akıl hastahanesinden bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır. Mülki makamlar panikler, Başhekime koşup "Doktor bey ne yapalım?" diye sorarlar. O zamanın ünlü doktoru hastanenin Başhekimi Mutemet Bey : "Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin" der. Doktor önde birkaç personeli arkasında Kara trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı "çuf çuf" nidalarıyla dolaşırlar. Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif, yani başhekim Mutemet bey yönünü hastahane'ye çevirince tüm kaçan deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar. Sorun çözüldüğü için Mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastahaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; Hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir :)

7 Ocak 2017 Cumartesi

ah hissedebilsek...






Ah, hissedebilsek her nefes/in lezzetini!
Adını koyabilsek yaşadıklarımızın!
Bir dostu karşılar gibi karşılasak doğan günü;
Bir dostu uğurlar gibi uğurlasak giden günü!
Bilsek; aldığımız her nefesin bahar;
Verdiğimiz her nefesin sonbahar olduğunu...
Yaşayıp öldüğümüzü görsek biraz!
Ali Hakkoymaz

Paylaştığın senindir, aldığın değil...



Paylaştığın senindir, aldığın değil... 
Berrin Kaya

4 Ocak 2017 Çarşamba

el karda ,gönül yarda.

"Nakşibendiyye yolu büyüklerinden, Şah-ı Baheddin Nakşibendi'nin Halifesi Muhammed Parisa müridanı ile hacca gitmişler. Resülullah'ı ziyaret amacıyla Medine-i Münevvereye vardıklarında çarşıda gözleri bir gence ilişir. Ticaret yapmakta ve bir hayli altın kazanmaktaymış. Birde kalbine nazar edelim demişler. Gencin kalbi Allah'ı zikir halinde Allah, Allah, dediğini mana gözüylen gören, Muhammed Parisa ihvana dönerek El Karda, Gönül Yarda buyururlar. Mekke-i Mükerreme"ye geçilmiş. Kabe ziyareti sırasında, Kabe örtüsüne yapışmış pir-i fani ihtiyar ağlamaktaydı. Kalplerinde nazar ettiklerinde dünya nimetlerini Allah'tan talep ettiğini görmüşler. Meğerse İhtiyar kişi Allahtan dünyalık istemekteymiş. Muhammed Parisa, yine müridana döner. El Yarda Gönlü Dünyada buyururlar."

dervişlerin hürmeti






Taşa bile tekme atılmaz, eşyaya hürmet duyulurdu. Dervişler sabah kalktıklarında yastığı öperdi, gece boyunca yükümü çekti diye.
Mahmud Erol Kılıç

Er-Rızku Alallah





Tezhib çalıştığım anlarda ,coğu şeyi unutuyorum ,yada unutmak istiyorum bir müddet...Dünya yaşanılacak yer olmaktan cıkalı çok oldu .Herşeye ragmen ayakta kalmaya ,birşeyler üretmeye ,paylaşmaya calışıyorum.Dünyalık ve malayani şeylerden yüz cevirip ,tezhib ve hat çalışmaya başlayınca huzur buluyorum.
Huzur; içinde, Allah cc ile birlikte olmakta .

Tezhib:Berrin Türkoğlu Kaya
Hat:İslam Kaya