29 Nisan 2013 Pazartesi

biraz inziva...

Ve biraz inziva…
Kalbimizi de bohçamıza alıp gitme vakti… Kitaplara, şiirlere, kelimelere ve en çok da harflere sığınma vakti…
İnsanların y/arasında yaralanmışız meğer…
Senem Gezeroğlu

 

27 Nisan 2013 Cumartesi

fi'l kalbi mine'l kalbi ile'l kalbi sebilâ


Bil ki, pervanenin kül olması için ilkin mumun alev alması gerekli. Yanan kim, Mevlânâ mı Şems mi? Aşk dâvâsında sen, ben ne fark eder ki? Âşık gelmiş, mâşuk gitmiş ne fark eder ki? Üzerine bastığın toprak aynı ise, geçtiğin yollar aynı ise yan yana durmak şart mıdır? Vuslat ânında, kavuşmak bedenen değil kalben bir olmaktır aslında...Ne demişler:

Fi’l kalbi mine’l kalbi ile’l kalbi sebîlâ… (Kalpten kalbe yol vardır)


 

hayır ola...



Şimdi rüyalarımın hasat zamanı,
Ellerim ellerinde siyahın beyaza yazılımı. Ve ömürlük rüya geçitinde mutlu son anı...
Hayırola...
/Hatice Çolak

26 Nisan 2013 Cuma

bir gün...

Bir gün kıpırdayamaz kalem tutan ellerim
Kamışlar, mürekkepler ardımda yetim kalır
Toprak olur bedenim, çürür tüm kemiklerim
Geriye aynalarda bıraktığım sûretim kalır.


19 Nisan 2013 Cuma

arif odur



Hikmet-i dünyâ vü mâfiha bilen arif degül
Arif oldur bilmeye dünyâ vü mâfiha nedür"


Fuzuli




cum'amız nûr olsun


“Allahım! Gayb ilminle ve yaratma kudretinle hayatın benim için hayırlı olduğunu bildiğin müddetçe beni yaşat. Ölümün benim için hayırlı olduğunu bildiğinde de beni vefat ettir.

Allahım! Gizli ve aşikâr senden hakkıyla korkmayı dilerim. Senden rıza ve öfke anında hak sözü (söylemeyi) dilerim. Zenginlik ve fakirlikte senden mutedil olmayı dilerim. Bitmeyen bir nimet ve sonu gelmeyen bir göz aydınlığı dilerim. Senden, kaza sonrası rıza göstermeyi ve ölümden sonra kolay bir hayatı dilerim. Yüzüne bakmanın lezzetini, zarar verici bir hastalık ve saptırıcı bir fitneye uğramaksızın sana kavuşmanın özlemini dilerim.
Allah’ım! Bizi iman ziyneti ile süsle ve bizi hidayete ermiş, doğru yolun rehberleri kıl.”

17 Nisan 2013 Çarşamba

yazılmamış yazılar...


Seni anlatan bir şeyler aradım ve sanırım buldum;
Su üstüne yazılan yazılar gibi kaybolup gider yazılması ''yazılmamış '' yazılar. Ama su üstüne nakış tutar zamanı gelince. Siz onu bilirsiniz. Ayağınızı vurursunuz yere. Aziz ve şifalı bir su fışkırır. Yıllarca suya hasret miydiniz? İşte suyu bulduğunuz yerdesiniz. Su susamanın sonucu ve sebebi. Su yaratılmamış olsaydı susamayı bilmezdik. Hasret varsa bir yerde mutlaka vuslat da olmuş olmalı.
Kavuşmasak özlemezdik.
Suyun kıyısında hicran, visalin anısı...

iktibas


 

16 Nisan 2013 Salı

cefasız kimse ermedi vefaya



Kişi bu aşk içinde gerçek olmaz
Vefa koyup cefakar olmayınca

Cefasız kimse ermedi vefaya
Gül olmaz bellidir har olmayınca
Eşrefoğlu Rumi

14 Nisan 2013 Pazar

eyleme vaktini zayi

Germ ü serdine bakılmaz bu yalan dünyânın
Eyleme vaktini zâyi' deme kış yaz , oku yaz "
(Sünbülzâde Vehbî)

12 Nisan 2013 Cuma

aşk ile yanan gelsin...

Gözüyle gördüğünü, örte eteği ile
Bu yol çok ince yoldur, yüreği duyan gelsin
Her kim sever Allah'ı, rahmet kılar vallahi
Dil sevgisiyle olmaz, Aşk ile yanan gelsin
Yunus Emre

11 Nisan 2013 Perşembe

yeter sübhan sana




Dünyâ ile ukbâyı ko
Ûlâ ile uhrâyı ko
Var ol kuru sevdâyı ko
Matlab yeter Sübhân sana.

Niyazi Mısri


10 Nisan 2013 Çarşamba

gecip her masıvadan...

Geçip her masivadan talib-i dildar olan aşık
Elin çekmek gerek ey dil cihanın cümle varından
"

baş eğmezüz edaniye..


Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dun içün
Allah'adur tevekülümüz i'timadumuz "
Baki


Şu alçak dünyanın birtakım geçici menfaatleri uğruna aşağılık kimselere boyun eğmeyiz. Bu yolda bütün tevvekülümüz, bütün güvencimiz Allah'a dır. O'nun hükmüne rıza gösteririz.

eksik olmaz derd-ü gam...

Dil harâb-âbâd-ı âlemde aceb virânedir
Eksik olmaz derd ü gam gûyâ ki mihman-hânedir"
(Gönlüm, dünya denen şu köhne şehirde bir viraneye döndü. Sanki bir misafirhanedir de, içinden hiç dert ve gam eksik olmuyor.)

7 Nisan 2013 Pazar

sevdiklerine nazlanmak...



Bazen kaç yaşında olursan ol,
Küçük bir çocuğun ağlayarak annesinin yanına gelmesi gibi,
Acıyan yerlerini öpecek birinin yanında olmak,
... Ağlamak istersin...
Öperse geçer diye inandığın birinin yanında doyasıya ağlamak,
Tüm yanmış yerlerine rüzgar olur, serin yağmurlar gibi gelir,
Nasihat etmeden, küçümsemeden dinleyen,
Anlatırken bile geçecekmiş gibi gelen,
Yuva sıcaklığında bakışlarıyla içini ısıtan,
Seni olduğun gibi kabul eden,
Değiştirmeye çalışmayan,
İstediği kalıplara uymasan da,
Seni sevmekten vazgeçmeyen,
Biri varsa eğer...
Korkma incinmekten.
Bırak sıyrıklar olsun dizlerinde,
Öper ve geçer...

Sevgimide yüreğimde baki kıl ne olur...


Ey suskunluğumun sesi
Ey vermek istediklerini istettiren
Tüm yorgunluğum, mutmain oluşumdandır
Şikâyetim, sızlanışım yok inan
Sen beni bilirsin
...
Yüreğimi de, içindekileri de,
En kıyıda köşede kalanları da…
Kalanlarla devam etmem için bana güç ver
Sevgimi de yüreğimde baki kıl ne olur...
Banu Yaşar

ne kadr uzak?


Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yasayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir?"
İsmet Özel

6 Nisan 2013 Cumartesi

Karacaahmet...

KARACAAHMET
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!


Dünya kehruba gibidir


Dünya kehruba (mıknatıs) gibidir;

bütün samanları çeker, ancak özlü buğday, kehrubanın çekişinden kurtulmuştur.

Hz. Mevlana

ne yapsam daha çok sevab kazanırım...

Ne yapsam daha çok sevâp kazanırım

Hasan-ı Basri rahmetullahi aleyh Tabiinin büyüklerindendir. Ashab-ı kiramı, görmeyenlere tarif ediyor.
Diyor ki: “Onlar öyle insanlardı ki; siz nasıl paranızı acıyarak harcıyorsanız onlar da vakitlerini öyle acıyarak harcarlardı. Ne yapsam daha çok sevâp kazanırım düşüncesi ile hareket ederlerdi...”

5 Nisan 2013 Cuma

cum'amiz nur olsun...


EY TEVVAB OLAN ALLAH'IM;
SEN BENİM TEVBEMİDE MÜMİN VE MÜMİNE KARDEŞLERİMİN TEVBELERİNİDE KABUL BUYUR.
ALLAH'IM SEN BENİDE ONLARIDA GAFLETTEN UYANDIR,BANADA ONLARADA MERHAMET ET.
KALPLERİMİZİ VE DİĞER UZUVLARIMIZI SENİN SEVGİNİN DIŞINDA HERŞEYDEN BOŞALT.ONLARI YALNIZ VE SADECE KENDİNE HASRET.
NEFS AHİRET İŞLERİNE HASREDİLSİN.KALP VE ÖZ DE YALNIZ VE SADECE SANA HASREDİLSİN,
EY RABBIMIZ !AMİN!...
A.GEYLANI HZ
.

4 Nisan 2013 Perşembe

cana kıyan gelsin


CANA KIYAN GELSİN
Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin

Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin

Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin

Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin

İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin

Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin

Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin

3 Nisan 2013 Çarşamba

Ey Allah'ım

Ey Allah’ım! Bana sonunda hayır getireni nasip eyle.
Ey Allah’ım bana verdiğin şeyin sonunda
senin rızan ve cennetin olsun.


Hz. Ebubekir ( r.a )



1 Nisan 2013 Pazartesi

biraz çağla ,bir kaç erguvan...


''biraz bahar gerekiyor Allah’ım ben hiç iyi değilim
biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor''

İsmail KILIÇARSLAN

Erguvan bayramıdır şimdi...


Erguvan bayramıdır şimdi!

"Baharın herbir günü, herbir haftası birer tâife-i nebâtâtın birer bayramı hükmündedir.”
(Bediüzzaman, Sözler, 10. Söz, 6. Sûret)

Allahım, Senin san’atın ne güzeldir.
...
Sen ne güzel yaratmışsın Erguvan ağacını ve çiçeklerini.
Maşallah, barekâllah...
Senin san'atın karşısında hayret içerisindeyiz.
Sana secde ediyoruz...
Sen en büyüksün.
Sen en san’atlıca yapansın...
Sen Allahım, Sen, tavsif edemediğimiz bir cemâlde ve hüsündesin.
***
Erguvanlarla bayram yaptırırsın şimdi ruhumuza.
Dünyanın keşmekeşinde, fani boğuşmalarında daralan ruhlarımızı, bir “nakş”ınla alıp götürürsün ulvî âlemlere..
Güzellikler Sendendir Allah’ım...
İçimizde de açtır o Erguvan çiçeklerini...
Esmâ-i Hüsna’n ile nasıl tezyin ettiysen o san’atını, bizim içimizi, ahlâkımızı da öylece tezyin et, süsle Allahım...
***
Üstadım Bediüzzaman bir keresinde bir sarı çiçeğe denk gelmişti de şöyle demişti:
“Bu çiçek kimin turrası ise, kimin sikkesi ise ve kimin mührü ise ve kimin nakşı ise, elbette bütün zemin yüzündeki o nevî çiçekler onun mühürleridir, sikkeleridir.”
Allahım, bütün Erguvanlar Senindir. Senin sıbgandır.
Senin mührün okunmakta üzerlerinde. Biz ise âciziz. Tek bir Erguvan çiçeğini bile yapmaya gücümüz yetmez.
Ama Sen sayısız numunelerini her baharda halk ediyorsun Allah’ım.
Hepsini de ayrı ayrı, hepsini de san’atla...
***
Şimdi Erguvan bayramıdır dostlar...
Rabbimiz san'atını “Erguvan” lisanıyla konuşturmaktadır...
O eflatun, mor, kızıl renklerdeki her bir çiçek, kendi lisanıyla haykırmaktadır:
Ey Hâlıkımız!
Sensin bizi gözlere ve gönüllere hitap ettirecek tarzda güzel bir renge bürüyen Mülevvin!
Sensin ruhlarda ulvî neşeler uyandıracak tarzda bize şekil veren, bizi tasvir eden Musavvir!
Sensin bizi mükemmel bir hesapla ölçüp biçen Mukaddir!
Sensin rızkımızı ayağımıza kadar sevk eden Rezzak!
Sensin Allahım, Sensin...
***
İlâhî Kudretin, en göz alıcı san'atlarını sergilediği bir mevsimdeyiz yine.
Böyle bir mevsime tekrar kavuşturduğu için hamdolsun Âlemlerin Rabbine.
“Bu sergilere bak ve şu ilânlara dikkat et ve bu dellâllara kulak ver ki, mu’ciznümâ bir padişahın antika san'atlarını teşkil ve teşhir ediyorlar.” (Bediüzzaman, Sözler, 10. Söz, 4. Suret)
Şimdi sergiyi gezme zamanıdır dostlar.
Kudret sergisini...
Rabbimiz bu mevsimde san'atını daha bir alımlı kılmıştır çünkü.
Kış boyu özlenen san'at tablolarının zuhur ettiği zamandır şimdi.
Haydi bırakalım bütün fani meşgaleleri.
Ruhlarımıza bayram ettirelim baharın bu bayramında.
***
Gözüme ilişti bir Erguvan
San'atın ne güzel ya Rahman
Melek semek, bütün ins ü cân
Der ya Hannan, ya Mennân!
İSMAİL TEZER

Sırr-ı Vedud


Gonce-i tâb’ı
sabr eyle açar ehl-i  Şühûd
Hâk-i Eyyûb gerek lâleye bir sırr-ı vedûd
Şeyh Galib