13 Mart 2012 Salı

ömür dediğimiz şey ...

Evlilik inanmadigim halde içerisinde 17 seneyi bitirdigim bir kurum benim
için.. 17 senede (abartmiyorum) 40 çift arkadasimin son verdigi kurum ayni

zamanda da... Evliligimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belkide kuruma
inanmamaktan geçiyor.

Evliligi toplumun dayattigi sekilde yasamamaktan... Nedir bu dayatmalar?

Erkegin muhakkak kadindan yasça büyük olmasi egitim seviyesinin erkegin
lehine yada en azindan esit olmasi bunlarin sadece ikisi...


Olmaz yürümez diyor toplum... Erkek yasça büyük olmali ki kadina 'hot'
dediginde oturmali kadin... Yada yumusatiyorlar;

-Efendim kadin erkekten önce çöktügü için (hani dogum felan) küçük
olmaliymis yasi...

Egitimde de böyle.. Kadinin çok okumusu bilmis olurmus evde kalmakmis
layiki....

ESiM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; ne 'hot' dememe gerek kaldi 17 senede ne de
benden önce çöktü...

Yillar içinde ben yaslandikça o gençlesti

-'Ooo Can bey kapmisiniz çitiri' esprilerine muhattap dahi oldum.

ESiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim..

Ne o bana bilmislik tasladi ne ben ona ezik baktim... Kulaga gelen müzik
tekse de onu olusturan notalar farklidir der Halil Cibran...

Bunu unutmadik biz.

Ben konusurken o dinlediben dinlerken o konustu 17 sene.

O öfkeliyken ben ben öfkeliyken o 'haklisin bitanem...' dedik

Öfke bitip firtina duruldugunda 'ama bi de böyle düsün' de dedik fikrimizi
savunurken.

Farkli insanlar olarak görmedik birbirimizi ayni amaç için savasan
neferlerdik bu hayatta...

Asla bilmedik ne kadar para kazandigimizi ortak cüzdanimizdan gerektigi
kadar aldik..

Ne kadar çalarsa çalsin masanin üstünde telefon kim bu saatte arayan
karsi cins diye sorgulamadik da ama...

Sevginin en büyük dostuydu bizim için 'güven'... ve güvenin ardina
saklanmis bir 'saygi' vardi daima...

Ne kavgalar ne badireler atlattik 17 senede...

Eee ülkeler neler gördü biz çekirdek aile mi sütliman yasayacaktik...

Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize ben ilk kez odamin disinda yattim
bi gece misafir odasinda...

Gece yarisi kapi açildi esim;

-'Ne yapiyosun burda?' diye sordu kapinin esiginden 'uyuyorum' dedim buz
gibi bi sesle... Gitti gelmesi 1 dakikasini almisti elinde yastikla...
'kay yana' dedi daracik yatakta. 'ne yapiyosun?' dedigimde 'benim yerim
senin yanin sen gelmezsen ben gelirim' dedi...

Anladim ki o gece en uzun kavgamiz yat saatine kadar sürecek...

V
e bence dogrusu da bu...

Özen gösterdik o günden sonra evin her yerinde kavga ettik yatak odamiz
haric..

Kirsak da zaman zaman kalplerimizi asla kin tutmadik birbirimize...

Toplum kurallariyla oynasaydik bu oyunu belki de 41 inci çift olacaktik o
listede...

Ama oyunun kurallarini biz koyduk... Nede olsa bizim oyunumuzdu oynanan...

Evlilik; hesapsiz içine dalinmasi gereken bir oyun bence...

Topluma kulaklarini tikayarak hemde... Ne benim ne de bizim
sözlerimizle...

Sadece gönlünüzden geçtigince...

Dedigi gibi Ataol Behramoglu'nun;

'...Yasadiklarimdan ögrendigim bir sey var:

Yasadin mi büyük yasayacaksin irmaklara göge bütün evrene
karisircasina.Çünkü ömür dedigimiz sey hayata sunulmus bir armagandir. Ve
hayat sunulmus bir armagandir insana...

CAN DÜNDAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder